Galler’in göz kamaştıran doğasında, Snowdonia Dağları’na karşı konumlanmış büyülü bir bahçe: Bodnant Garden. Bu eşsiz bahçenin hikâyesi, Viktorya dönemi İngilteresinin doğa ve estetik tutkusu ile başlıyor.
Her şey 1874 yılında, sanayi devriminin zengin isimlerinden Henry Davis Pochin’in bu toprakları satın almasıyla başladı. Daha sonra kızı Laura ve damadı Charles McLaren’in katkılarıyla, Bodnant kuşaktan kuşağa gelişen bir bahçe masalına dönüştü.
Henry’nin ardından kızı Laura ve damadı Charles McLaren, Bodnant’ı büyütüp geliştirmeye devam etti. Özellikle 20. yüzyılın başlarında, McLaren ailesi dünyanın dört bir yanındaki bitki keşif gezilerine destek vererek Himalayalar’dan Çin’e, Güney Amerika’dan Japonya’ya kadar nadir türleri Bodnant’a taşıdı. Bu sayede Bodnant Garden, sadece yerel değil küresel bir botanik hazinesi hâline geldi.
Bahçede her adımda farklı bir dünya sizi karşılar:
-Baharın sarı patlamasıyla ünlü Laburnum Arch (altın yağmur tüneli)
-Göl kenarındaki huzur veren Dell bölgesi
-Egzotik ağaçlar ve çiçeklerle bezeli Terras Bahçeleri ve her mevsim yeni bir sürpriz sunan patikalar…
Bugün Bodnant Garden, National Trust tarafından korunan ve yılda yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlayan bir doğa anıtı. Ancak onu bu kadar özel kılan şey, yalnızca bitki çeşitliliği değil; nesiller boyu süren bir tutkunun, zarafetin ve vizyonun yaşattığı bir miras olması…
